Yüz ifadeniz ruh halinizi gösteriyor
Melankoli ve depresyonun yüz ifadeleri üzerindeki etkilerini keşfeden yeni araştırmalar. Bu içerikte, duygusal durumların nasıl ifade edildiğini ve bu durumların sosyal etkileşimlerdeki rolünü inceleyin.
Melankoli, ilgisizlik, uyku bozuklukları, konsantrasyon kaybı, aşırı yavaşlama ve vücut ağrıları gibi belirtilerle kendini gösteren ciddi bir depresyon türüdür. Son zamanlarda yapılan bir araştırma, doktorların artık yalnızca kişinin yüz ifadelerine bakarak melankoli teşhisi koyabileceğini ortaya koydu.
Bu araştırmalar, melankoli yaşayan bireylerin duygu ve yüz ifadelerini üreten beyin bölgelerinde daha az aktivite gösterdiklerini göstermektedir. Bu durum, melankoli yaşayan kişilerin duygusal tepkilerini ve yüz ifadelerini körelten biyolojik bir değişikliğin sonucu olabilir. Avustralya’daki QIMR Berghofer Tıbbi Araştırma Enstitüsü’nden nöropsikiyatrist Dr. Philip Mosley, bu durumu melankoli hastalarının beynindeki fiziksel değişikliklerle açıklamaktadır.
Dr. Mosley, bu değişikliklerin bireylerin yemek yeme, uyuma ya da düşüncelerini hızlı bir şekilde organize etme yeteneklerini kaybetmelerine yol açtığını vurgulamaktadır. Araştırma kapsamında 70 depresyon hastasına iki farklı video izletilmiştir. İlk video, komedyen Ricky Gervais’in doğa belgeselleriyle ilgili komik skeçlerinden oluşurken, ikinci video ise Büyük Buhran dönemi sırasında umut yeşerten bir sirk topluluğunun hikayesini anlatan ‘Kelebek Sirki’ adlı kısa bir film olmuştur.
- Bulgular, melankolisi olan kişilerin bu videoları izlerken yüz kaslarının hiç hareket etmediğini ve yüz ifadelerinde belirgin bir değişiklik olmadığını ortaya koymuştur.
- Ancak, düzenli depresyonu olan kişiler hâlâ güldüler ve kaşlarını çatma gibi duygusal tepkiler gösterdiler.
Dr. Mosley, melankolisi olan bireylerin beynindeki duygusal merkezlerin yeterince aktif olmadığını, özellikle beyincik olarak bilinen bölgenin düşük aktivite gösterdiğini belirtmektedir. Beyincik, denge, göz hareketleri ve bazı duygusal tepkilerin kontrolüyle ilgilidir. Melankolisi olan kişilerde, bu bölgedeki aktivite eksikliği, duygusal ve yüz ifadesi üretiminde azalma ile sonuçlanmaktadır.
Dr. Mosley, bu biyolojik farkındalığın, doktorların melankoli ile normal depresyon arasındaki farkı erken dönemde ayırt etmelerine yardımcı olabileceğini ve daha kişiselleştirilmiş tedavi yöntemleri geliştirilmesine katkı sağlayabileceğini ifade etmektedir. Melankolisi olan bireylerin geleneksel terapi yöntemlerine bazen zayıf yanıt verdiğini vurgulayan Dr. Mosley, erken teşhisle beynin kimyasını dengelemeye yönelik ilaçlarla tedavi edilmesinin çok daha etkili olabileceğini belirtmektedir.