Vücut kokusunda ne tür bilgiler saklı?

26.09.2024
A+
A-

Vücut kokusu, yalnızca biyolojik bir özellik değil, aynı zamanda psikolojik durumumuzu da yansıtan önemli bir göstergedir. Bu yazıda, vücut kokusunun anlamı, etkileri ve insan ilişkilerine katkısı üzerine derinlemesine bilgi edinebilirsiniz.

Vücut kokusunda ne tür bilgiler saklı?

Bilim insanları, vücut kokumuzun psikolojik ve biyolojik birçok bilgi içerdiğini, ancak bu bilgiyi yeterince önemsemediğimizi ifade ediyor. Vücut kokumuz, beslenme alışkanlıklarımız ve genel sağlığımız hakkında birçok ipucu verebiliyor. Örneğin, kolera hastalarının vücut kokusu tatlımsı bir özellik taşırken, diyabet hastaları çürük elma benzeri bir kokuya sahip olabiliyor. Avustralya’daki Macquarie Üniversitesi’nde koku psikoloğu olarak görev yapan Mehmet Mahmut, “Araştırma ekibimin bulgularına göre, insanlar daha fazla et tükettiğinde vücut kokuları daha hoş hale geliyor” diyor. Ayrıca, erkeklerin kadınların vücut kokusunu adet döngüsünün doğurgan olduğu dönemlerde daha çekici bulduğu gözlemlenmiştir. Bu durumun, atalarımızın uygun üreme adaylarını tanımlamalarına yardımcı olduğu düşünülüyor. Erkeklerin testosteron seviyelerinin de vücut kokuları üzerinde etkisi olabileceği öne sürülüyor.

Genlerin Kokumuz Üzerindeki Etkisi

Vücut kokusu, diyet ve sağlık faktörleriyle değişiklik gösterse de, aslında kokuyu benzersiz kılan ve bireyleri birbirinden ayıran en önemli unsur genlerdir. İnsanların kendine özgü vücut kokusu o kadar belirgin ki, yapılan deneylerde ikiz kardeşlerin terli tişörtlerinin, daha büyük bir grup içinden kolayca seçilip eşleştirilebildiği görülmüştür. Polonya’daki Wroclaw Üniversitesi’nde psikolog ve insan kokusu uzmanı Agnieszka Sorokowska, “Bu buluş oldukça önemli çünkü genlerimizin vücut kokumuzu nasıl etkilediğini görüyoruz ve bu sayede insanları koklayarak genetik bilgilerini anlamamız mümkün oluyor” diyor. Sorokowska ve ekibi, insanların genetik olarak belirlenmiş koku tercihleri olduğunu ve bu doğrultuda parfüm ve kozmetik ürünleri seçtiklerini öne sürüyor. Ayrıca, koku tercihleri üzerinden kişinin kişilik özellikleri hakkında bazı çıkarımlar yapılabileceğini ifade ediyor.

Kokuların Önemi ve HLA Düzeyinin Rolü

Kokuyla ilgili yapılan bir çalışmada, kadınlara rastgele seçilmiş erkeklerin giydiği tişörtler verildi ve bu tişörtlerin ne kadar hoş koktuklarına göre sıralamaları istendi. Araştırmaya katılan kadınların tercih sıralamalarında, İnsan Lökosit Antijeni (HLA) farklılığı ile bir ilişki tespit edildi. HLA, bağışıklık sistemimizin, vücudumuza ait olmayan ve patojen olma riski taşıyan hücreleri tanıyıp tespit etmesine yardımcı olan bir protein grubudur. Her bireyin genetik HLA profili birbirinden farklıdır; sadece akrabalar arasında benzerlikler gözlemlenir. Uzmanlar, HLA profili farklı olan bireylerin birlikte çocuk yapmasının genetik çeşitlilik açısından daha avantajlı olduğunu vurguluyor. Sorokowska, “Eğer partnerinizin genetik bağışıklık profili ve vücut kokusu sizden farklıysa, çocuklarınız patojenlere karşı daha dirençli olur” diye açıklıyor. Araştırmaya katılan kadınların, kendilerinden en farklı HLA profiline sahip erkeklerin tişörtlerini en hoş kokanlar olarak sıraladığı gözlemlenmiştir. Sorokowska, “HLA farklılık sisteminin vücut kokusuyla nasıl bir bağlantısı olduğu henüz tam olarak bilinmiyor, ancak HLA’nın sonucu olarak cilt bakterilerimiz tarafından sindirilen ve belirli kokular üreten maddelerin oluştuğu düşünülüyor” diyor.

HLA’nın Cinsel Sağlık Üzerindeki Etkisi

Günümüzde insanların genetik olarak tercih ettikleri kokular olsa da, eşlerimizi vücut kokusuna dayalı olarak seçtiğimiz söylenemez. 3 bin 700 evli çift üzerinde yapılan bir araştırma, insanların HLA farklılığı gösteren birisiyle evlenme olasılığının tamamen şansa bağlı olduğunu ortaya koymuştur. Sorokowska, “HLA, eş seçimimizi doğrudan etkilemese de, cinsel sağlığımız üzerinde önemli bir etkiye sahiptir” diyor. Mahmut, doğuştan anosmisi, yani koku kaybı olan bireylerin daha olumsuz ilişki sonuçları yaşadığını dile getiriyor. Çalışmaya katılan evli çiftler arasında tesadüfen HLA farklılığı gösteren çiftlerin cinsel tatmin ve çocuk yapma arzusunun en yüksek seviyelerde olduğu gözlemlenmiştir. HLA ve üreme arasındaki bu bağın, özellikle kadınların eş seçiminde daha belirgin olduğu düşünülüyor. Çalışmada HLA benzerliği gösteren erkeklerle evlenen kadınların cinsel isteksizlik yaşadığı ve çocuk yapma arzularının düşük olduğu gözlemlenmiştir. Ancak farklı araştırmaların sonuçlarına bakıldığında, bu konuda kesin bir sonuca ulaşmak henüz mümkün değil.

Eş Seçiminde Koku Tercihinin Azalması

Neden vücut kokusuna dayalı olarak eş seçmiyoruz? Bazı kokuları tercih ettiğimizi söylesek de, pratikte seçimlerimizi kokuya bağlı olarak yaptığımızı belirtmek zordur. Bunun başlıca sebeplerinden biri, gerçek yaşam senaryolarının koku ile edindiğimiz bilgiyi doğru bir şekilde yorumlamamızı zorlaştırması ve diğer duyularımız ile edindiğimiz yeni bilgilerin durumu karmaşık hale getirmesidir. Sorokowska, “Bir insanın nevrotik bir yapıda olup olmadığını yalnızca vücut kokusuyla değerlendirebiliriz, ancak aynı anda o kişinin fotoğrafına baktığımızda kafamız karışıyor” diyor. Sorokowska, “Vücut kokusu, bir insanın nevrotik olup olmadığını değerlendirmek için daha doğru bir kıstas, ama görme duyusu daha kolay, bu yüzden o kişiyi koklamak yerine yüzüne bakmayı tercih ediyoruz” açıklamasında bulunuyor.

Vücut Kokularının Evrimi

Mahmut’un yaptığı bir başka çalışmada, bekar erkeklerin vücut kokusunun evli erkeklerden daha baskın olduğu tespit edilmiştir. Mahmut, bunun testosteron seviyeleriyle bağlantılı olabileceğini düşünüyor ve evli erkeklerin zamanla yaşlandıkça testosteron seviyelerinin düştüğünü, dolayısıyla vücut kokularının da zayıfladığını öne sürüyor. Peki, insanların genetik özellikleri ve üreme kabiliyetleri hakkında bilgilerin vücut kokularında gizli olduğunu biliyorsak, bunu eş seçimlerinde neden değerlendirmiyoruz? Sorokowska, “Eğer amacınız güçlü genlere sahip bir eş bulmaksa, o zaman kokuları değerlendirmenizde fayda var. Ancak çoğu insan için öncelik bu değil” diyor. Mahmut, “Vücut kokusunun hayatımızdaki önemi azalmış durumda. Binlerce yıl boyunca nasıl koktuğumuzu saklamaya çalıştık” ifadelerini kullanıyor.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.