Kolajen eksikliğinin 9 işareti

Kim güzel ve ışıltılı bir cilde sahip olmak istemez ki? Cilt bakım rutinleri ve ürünleriyle çok çaba sarf etsek de genç ve sıkı bir cildin sırrı daha derinlerde, kolajende yatmaktadır. Vücudumuzdaki en bol bulunan protein olan kolajen, cilt elastikiyetini, nemini ve genel sağlığını korumada önemli bir rol oynar.

VÜCUTTA KOLAJENİN AZALDIĞININ BELİRTİLERİ

Belirli belirtiler kolajen seviyenizin azaldığını gösterir. Bunlar arasında kırışık, buruşuk veya sarkık cilt; gözlerinizin ve yüzünüzün içinde ve çevresinde çukurlaşma; küçülen, zayıflayan kaslar ve kas ağrıları bulunur; daha sert, daha az esnek tendonlar ve bağlar; hasarlı kıkırdak nedeniyle eklem rahatsızlığı veya osteoartrit; ve diğer şeylerin yanı sıra eklem hasarı veya sertliği nedeniyle hareket kabiliyeti kaybı. İşte cildinizdeki düşük kolajenin ayrıntılı belirtileri:

Kırışıklıklar ve sarkık cilt: Kolajen cildi sıkı ve elastik tutar; azalması ince çizgilere ve gevşek cilde yol açar.

Eklem ağrısı ve sertliği: Kolajen kıkırdağı destekler; düşük seviyeler eklem rahatsızlığına ve sertliğine neden olabilir.

Yavaş yara iyileşmesi: Azalmış kolajen doku onarımını zayıflatır ve kesiklerin ve yaraların uzun süre iyileşmesine yol açar.

Kırılgan tırnaklar: Zayıf, kolay kırılan veya soyulan tırnaklar kolajen eksikliğinin bir işareti olabilir.

İnce saç: Kolajen saç gücünü destekler; eksikliği saçların incelmesine ve kırılmasına yol açabilir.

Zayıflamış kaslar: Kolajen kas yapısı için gereklidir ve düşük seviyeler kas zayıflığına katkıda bulunabilir.

Sindirim sorunları: Kolajen bağırsak astarının bütünlüğünü korumaya yardımcı olur; azalması sindirim sorunlarına neden olabilir.

Cilt neminin kaybı : Kuru ve donuk cilt genellikle kolajen tükenmesiyle bağlantılıdır.

Sık kemik kırıkları: Kolajen kemik gücü sağlar ve düşük seviyeler kemik kırılganlığına katkıda bulunabilir.

Diş eti çekilmesi ve diş sorunları: Kolajen diş eti sağlığı için hayati önem taşır; düşük seviyeler diş eti sorunlarına ve gevşek dişlere yol açabilir.

Kolajen vücudun proteininin yaklaşık %30’unu oluşturur ve öncelikle kemik ve cilt sağlığından sorumludur. Kolajen vücudun yapı taşıdır ve zindeliği ve sağlığı korumak için gereklidir.

Kolajen cildin çeşitli şekillerde daha genç görünmesine yardımcı olur. Kolajen lifleri bir iskele görevi görerek cilde güç ve yapı kazandırır. Çerçeve cildi sıkı tutar ve sarkmasını önler. Ayrıca cildin nemli kalmasına yardımcı olur.

Su moleküllerini bağlayarak cildi dolgun ve nemli tutar. Yara iyileşmesinin ve doku yenilenmesinin önemli bir bileşeni olarak, yeni doku oluşumunun temelini oluşturur, yaralanmalardan daha hızlı iyileşmeyi ve cilt bütünlüğünün korunmasını sağlar.

Ayrıca, iyi kolajen seviyeleri UV radyasyonu, kirlilik ve virüsler gibi çevresel saldırganlara karşı savunma sağlayan güçlü bir cilt bariyeri oluşturmaya yardımcı olur,” diye ekliyor.

KOLAJEN ÜRETİMİNİ NASIL ARTIRABİLİRSİNİZ?

Sağlıklı ve genç bir cilde sahip olmak sadece cilt bakımıyla ilgili değildir; içeriden başlar. Kolajen üretimi yaşla birlikte doğal olarak azalır, ancak doğru diyet bu süreci yavaşlatmaya ve cildinizi sıkı ve parlak tutmaya yardımcı olabilir.

Tavuk suyu: Organik tavuk suyu – kolajeni ve cilt elastikiyetini iyileştirmek için en iyi basit çözümdür.

Brokoli: İlginçtir ki, brokolinin bir portakal kadar C Vitamini vardır, bu da antioksidan açısından da zengin olduğunu gösterir. Bu sağlıklı sebze aynı zamanda doğal kolajen oluşumunu artırmaya yardımcı olur.

Meyveler: Cildiniz için lezzetli kolajen açısından zengin yemekler arıyorsanız, çilek, böğürtlen veya yaban mersini iyi bir seçim olabilir. Sadece kolajen oluşumunu desteklemekle kalmaz, aynı zamanda UV kaynaklı fotohasara karşı antioksidan savunmaya da yardımcı olurlar.

Fasulye: Fasulye, kolajenin mükemmel bir doğal kaynağıdır. Kolajen oluşumu için gerekli amino asitler de dahil olmak üzere protein açısından zengin bir diyettir. Ayrıca, birçoğu kolajen oluşumu için gerekli bir diğer bileşen olan bakır açısından zengindir.