Kalbimiz çiçek açsın
Yapmamız gereken, her şeyi,
eski sadeliğine döndürmektir.
Böylece bozulan düzenimiz,
yeniden kurulacaktır.
Kızılderili Atasözü.
Konuya pat diye girmek imzam gibi oldu.
Bu ara kaç farklı kişiyle, hep aynı konuyu konuştuğumuzu fark ettim.
Bu arada mevzuyu ben açmıyorum zira nostalji, kalite, saygın yaşam benim sevdiceklerimdir bilen bilir, karşı taraf açıyor o yüzden yazı konusu oldu.
Herkes yorulmuş, bıkmış bir ruh halinde.
Çocukluk gençlik günleri her yaşta özlenir, tatlı anılar barındırır meselesi de değil.
İnsanlar sahte olan tüm olgulardan bıkmışlar.
Fotoğraflar, yaşam, karakterler, kullanılan her şey akla gelebilecek ne varsa yorucu olmuş.
Üstte ki sözü görünce not almıştım, şimdi tam yerine denk geldi.
Sadelik…
Ay ne fresh bir etkisi var, söylerken ferahlattı.
Yaşamı kolay ve keyifli hale getiriyor.
Net ve kaliteli.
İçinde yalan, sahte, gösteriş bilumum gereksiz şey barındırmayan bir yaşam şekli.
Hayatı öyle karmaşıklaştırdık ki içinden çıkılmaz halde şimdi.
Minik komutlar&kararlar, minik eylemler.
Acıktın ye, yoruldun dinlen, sevdin söyle, kızdın anlat, üşüdün giyin, korktun önlem al… Listeyi uzatmaya gerek yok.
İhtiyaç her ne ise gider.
Alengire, lüzumsuz ayrıntıya gerek yok. Hem sahteciliğe giriyor, hem yoruyor.
Herkes sahne de sanki, herkes rol yapıyor, bir gösteride gibi yaşamaya çalışıyor.
Bir insanın herkesi sevmesi mümkün mü, herkese sıcak davranıyor ya da hiç kötü bir anı yok mu hep şakalar, kahkahalar..
Sahteciliği bırakıp sadeleştiğimiz de yorgunluklar ortadan kalkıyor. Dünya daha kolay yaşanılan, stabil günlük hayatın olduğu bir yer oluyor.
Özen göstermek, hassas olmak herkese yapılacak bir şey değil ki, niye buna çabalayıp yorgun olunsun boşuna. Ayrıca bunu hak eden ve sıradan arasında fark olmaması haksızlık değil mi, herkes mi özel? Ben yukarıda ki söze tüm kalbimle inanıyorum ve sadeleşmeyi teklif ediyorum.
Büründüğümüz sahte kişilikleri bırakalım gerçek biz ortaya çıksın.
Hem bu sayede çevremizde ki sahte insan sayısı da azalır, gerçi popüler olmayı herkesin sevgilisi olmayı bırakmak da zor. Politikacılar sadece seçim zamanı mavi boncuk dağıtıyor, sevgi arsızları her an. Onlar için sadelik belki korkutucu olabilir ama bizlerden daha fazla dinlenecekleri kesin.
Yine çocukluğu döneceğim ama gerçekten bir düşünün aile ilişkileri, komşuluk akrabalık ilişkileri böylemiydi. Biz türkler kendimizi dünya da en çok yardımlaşan, birbirine bağlı insanlar sanıyoruz ama Pısa 2022 sonuçlarına göre dünya da bu konuda sonuncuymuşuz çok şaşırtıcı değil mi?
Ne varsa eskilerde var az öz, sade, net süslemesiz yaşamlarda. Dedeniz ninenizi nasıl severdi, nasıl ifade ederdi, anneniz babanıza nasıl davranırdı, sofranızda ne sıklıkta misafir olurdu, sizin aileniz akrabalara, komşulara nasıl davranır nasıl karşılık görür dü? Elinize verilen bir tabağı üstü örtülü kimseye göstermeden mi mahallede ki yaşlıya götürürdünüz yoksa fotoğrafını çeker belgeler miydiniz?Eskileri bir hatırlayalım lütfen.
Sözün özü bu ara kiminle konuşsam konu aynı, herkes sahtelikten, gösterişten yorulmuş.
Sadelik candır diyelim minik bir alıntıyla bitirelim..
Sevgisiz kalmayın, dünyayı sevgi kurtaracak..
“Nene” dedim,
“Dedem sana hiç çiçek aldı mı?” Durdu ve şöyle dedi:
“Bana aldığı fistanların hepsi çiçekliydi…”