Güneş Sistemi’nin ötesindeki gizemleri keşfedin. Yıldızların evren üzerindeki etkilerini ve bilinmeyen sırlarını ortaya çıkaran bu yazı, astronomi meraklıları için kaçırılmayacak bir kaynak sunuyor.
Güneş Sistemi’nin ötesinde, Neptün’ün ötesinde birçok gök cismi bulunmaktadır. Gökbilimciler, çapı 100 kilometreden fazla olan on binlerce cismin Güneş’in etrafında döndüğünü düşünmektedir. Bu durum, Güneş Sistemi’nin karmaşık yapısını ve derinliklerini gözler önüne sermektedir.
Yıllar süren gözlemler ve araştırmalar, bu cisimlerin yörüngelerinin dairesel olmaktan ziyade, elips biçiminde olduğunu göstermektedir. Bu gözlemler, gök cisimlerinin hareketlerini ve Güneş Sistemi’nin dinamiklerini anlamak açısından önemli ipuçları sunmaktadır. Ayrıca, bu tuhaf yörüngeleri açıklamak için ortaya atılan teorilerden biri, sistemde 9. bir gezegenin varlığını öne sürmektedir.
Nature Astronomy adlı saygın bir bilim dergisinde yayımlanan son bir makalede, bu konuya dair yeni bir hipotez sunulmuştur. Bilim insanları, birkaç milyar yıl önce Güneş’in yakınından geçen bir yıldızın, bu gök cisimlerinin yörüngelerini etkileyebileceğini öne sürmektedir. Bu yıldızın, bazı gök cisimlerini fırlatarak Jüpiter ve Satürn’ün uyduları arasına göndermiş olabileceği düşünülmektedir.
Bu teoriyi test etmek amacıyla bir araştırma ekibi, 3 bin ayrı bilgisayar simülasyonu gerçekleştirmiştir. Bu simülasyonlarda, farklı kütlelerdeki yıldızların Güneş’in yakınından geçişinin yaratacağı olası senaryolar hesaplanmıştır.
Proje ekibi, Güneş’ten hafif bir yıldızın, Güneş Sistemi’nin mevcut yapısını şekillendirmiş olabileceği sonucuna varmıştır. Hesaplamalara göre, bu yıldız Güneş’e yaklaşık 16,5 milyar kilometre mesafeden geçiş yapmıştır. Bu mesafe, Dünya ile Güneş arasındaki mesafenin yaklaşık 110 katı, en dış gezegen olan Neptün’ün mesafesinin ise 4 katından biraz daha azdır.
Bu yıldızın karşılaşma sırasında, bazı gök cisimlerini Jüpiter ve Satürn gibi dev gezegenlerin yörüngesine fırlatmış olabileceği değerlendirilmektedir. Bilim insanları, bu gezegenlerin alışılmadık yörüngelere sahip uydularının, dış gezegenlerle ortak özellikler taşıdığına dikkat çekmektedir. Dev gezegenler, fırlatılan bu cisimlerden bazılarını yakalayarak uydusu haline getirmiş olabilir. Bu durum, Güneş Sistemi’nin dış gezegenlerinin neden iki farklı türde uyduya sahip olduğunu açıklamak için önemli bir ipucu sunmaktadır.
