Deniz Yıldızı
Öncelikle farkındalığın ve öz farkındalığın tanımını yapmakla başlayayım. Gerçekle, kişinin kendi algısı arasında boşluk varsa o boşluğu görebilmeye farkındalık; o boşluğu nasıl dolduracağını öğrenmeye ise öz farkındalık denir. Farkında olduğumuz şeyler üzerinde bir miktar seçim ve kontrole sahipken, farkında olmadığımız şeyler bizi kontrol eder.
Koçların seanslarında kullandığı bazı araçlar vardır, şu sıra bir koçluk aracı üzerine çalışıyorum. Koçluk araçlarını şöyle tanımlayabilirim, kişilerin yada şirketlerin belirli hedeflere ulaşmalarında farkındalıklarını arttıran, motivasyonlarını yükseltmeye yardımcı, potansiyel kilitlerini açmalarına ve onu en iyi şekilde kullanmalarına yardımcı olan teknik ve yöntemleri içerir bir metaforla anlatırsam görünmez alet çantamızın içinden koçluk alan kişiye ışık tutacak olan koçluk aracını çıkarır üzerinde beraber çalışırız. Şu sıra vücud buldurmaya çalıştığım araç, girişte bahsettiğim özfarkındalığı arttırmaya yönelik bir araç.
Sir John Withmore’un iz bırakan “Performans için koçluk” kitabında aktarım’dan bahsediyor ve aktarımı, kişinin ilk olarak çocukluğunda önemli figürlerle deneyimlediği duygu ve davranış kalıplarını halihazırdaki ilişkilerinin yerine koyması olarak tanımlıyor, bunu da psikolojik çarpıtma olarak ifade ediyor ve diyorki öğreten, rehberlik eden, koçluk yapan, başkalarına liderlik yapan herkesin fark etmesi ve en aza indirip geliştirmesi gereken bir konudur. Farkedilip değiştirilir, geliştirilirse yöneticiliğini, liderliğini, koçluğunu ileri seviyeye taşır. Whitmore’un söylemini biraz açayım; 5 yaşındaki bir çocuğun belirlediği önemli otorite figürüne karşı geliştirdiği öfke, kızgınlık, kıskançlık, alınganlık, içine çekilme vb gibi duygu ve davranış kalıplarını şu anki ilişkilerine yansıtması aktarması. Ki artık o çocuk büyümüş bir holdingde üst düzey yönetici olmuştur ve beraber çalıştığı yüz kişiyi etkileyecek potansiyeli vardır, ya da bir şirkette çalışan, bir ebeveyn, kardeş ya da bir eş olarak kimliklerine bu aktarımı yansıtacak ve kim bilir kaç kişinin hayatına etki edecektir. Bu yüzden çalışma dünyasında etki ettikleri insan sayısı yüksek olan yöneticiler, liderler iç uyumu yakalamış olmalı. Zira artık çalışanlar şirketlerden değil yöneticilerinden ayrılıyor.
Çalıştığım koçluk aracı bu noktada kişinin kendini fark etmesi, istemsiz otomatik verdiği tepkiyi yönetebilmesi ve benzer tetikleyiciyle karşılaştığında tepkisini tercihli olarak değiştirebilmesi konusunda ona yardımcı olabileceğini düşündüğüm bir araç.
Kalıplaşmış duygu ve davranışı fark edip, tepki kontrolünü eline alacak,
işe yaramayan paternini bırakmasına yardımcı olacak soru kitleri. Daha üzerinde çalışmam gerekecek. Tam hazır olduğunda paylaşacağım.
Ne dersiniz buna ihtiyacımız var mı?
İç uyumunu yakalamış yada o yolda ilerlemeye çalışan, başkalarıyla değil de kendiyle meşgul olan insanlar etrafımızda olsa.. düşüncesi bile güzel değil mi?
ülkemizde onca şey varken sıra buna mı gelecek derseniz,
deniz yıldızını attım denize kim bilir belki bir tek onun için bile olsa her şey çoktan değişmiştir.
Sevgiyle kalın