Estetik uygulamalarda başarı için dikkat edilmesi gereken önemli noktaları keşfedin. Uygulama öncesi ve sonrası süreçlerde nelere dikkat etmeli, hangi faktörler etkili? Bilgi dolu rehberimiz ile estetik deneyiminizi güvence altına alın.
Son bir yılda piyasada ciddi miktarda sahte botoks ürünlerine rastlanması, estetik uygulamaları yaptırmayı düşünenler için önemli bir uyarı niteliğindedir. Hastaların, bu tür işlemleri yalnızca güvenilir ve tanıdıkları doktorlara yaptırmaları büyük bir önem taşıyor. Botoks, yağ enjeksiyonu gibi yaygın uygulamalar arasında yer aldığından, bu işlemlerin basit gibi görünmesine rağmen ciddi bir uzmanlık ve deneyim gerektirdiğini unutmamak gerekiyor. Ucuz fiyatlarla yapılan işlemler, merdiven altı estetik merkezlerinde riskleri artırıyor. Geçtiğimiz ay yaşanan bir olayda, gazeteci Esin Övet’in estetik operasyon sonrası sol gözünde ciddi bir hasar oluştu ve hâlâ görme yetisini kaybetmiş durumda. Bu konuyu Estetik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. İlker Manavbaşı’na taşıdım ve hastaların merak edebileceği bütün detayları kendisine sordum.
Son günlerde Instagram sayfama gelen mesajlar, bu alandaki sorunları gözler önüne seriyor; botoks yaptırıp bir ay içinde etkisini yitirdiğini söyleyenler, yüzü anormal şişenler ve dolgu sonrası görme kaybı yaşayanlar var. Türkiye’de de pek çok estetik mağduru oluşmuş durumda. Övet’in yaşadığı talihsiz olay, bu konuda farkındalığı artıran örneklerden sadece biri.
Merdiven altı kliniklerin sayısındaki artış, bu konunun önemini artırıyor. Bu durumu, Estetik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. İlker Manavbaşı’na sorduğumda, onun cevabı hepimizi düşündürmeye yetti:
“Botoks enjeksiyonu yapması gereken kişiler, kesinlikle kurul onaylı dermatologlar, plastik cerrahlar ya da KBB cerrahları olmalıdır. Kimin size enjeksiyon yaptığını, hangi uzmanlık alanında olduğunu öğrenmek önemlidir. Bilmediğiniz ve tanımadığınız medikal spa veya kliniklere gitmeden önce çok dikkatli olun…”
Yasemın Candevir: Sahte botoks artmış durumda. Sizce bunun sebepleri nelerdir? Nelere dikkat edilmesi gerekiyor?
Op. Dr. İlker Manavbaşı: Maalesef, bu durum botoks uygulamalarında sıkça karşılaştığımız bir sorun. Özellikle son bir yılda piyasada ciddi miktarda sahte ürünler mevcut. Hastalarımızın yapması gereken en önemli şey, güvendikleri ve tanıdıkları doktorlara bu işlemleri yaptırmalarıdır. Ucuz fiyatlarla yapılan uygulamalara yönelmemeleri ve merdiven altı olarak adlandırılan yerlerden uzak durmaları önemli. Sahte olmayan ürünlerin fiyatları, sahte ürünlerden genellikle daha yüksektir. Dolayısıyla, çok ucuz tedavi arayışında olan hastaların bu durumu göz önünde bulundurmaları gerekiyor. Reklamlarda ve kampanyalarda sunulan düşük fiyatlar, tanımadıkları yerler için dikkatli olmalarını gerektiriyor.
Yasemın Candevir: Yağ dolgusu uygulaması hakkında neler söyleyebilirsiniz?
İlker Manavbaşı: Yağ dolgusu, vücudun belirli bölgelerinden liposuction yöntemi ile alınan yağ hücrelerinin, çeşitli hazırlıklardan geçirilerek saflaştırıldıktan sonra istenilen bölgelere özel kanüller kullanılarak enjekte edilmesiyle gerçekleştirilir.
Yasemın Candevir: Yağ dolgusu güvenli mi?
İlker Manavbaşı: Evet, kesinlikle. Geçici piyasa dolguları ile karşılaştırıldığında yağ dolgusu çok daha güvenli kabul edilebilir. Bunun en büyük nedeni, yağın kişinin kendi vücuduna ait bir madde olmasıdır. Yağ hücreleri, vücudun bir bölgesinden alınarak diğer bölgesine enjekte edildiği için yabancı cisim reaksiyonları ve alerjik reaksiyonlar riski düşüktür. Ancak, işlem sırasında cerrahi antisepsi kurallarına uyulmazsa enfeksiyon riski ortaya çıkabilir. Ayrıca, enjeksiyon tekniği ile ilgili sorunlar da yaşanabilir; örneğin, bolus enjeksiyon yöntemi ile yapılan uygulamalarda, yağın küçük bir alana yoğun şekilde enjekte edilmesi nodül oluşumuna neden olabilir. Bunun önüne geçmek için yağı istenilen bölgeye yayarak, yavaşça ve azar azar enjekte etmek en ideal yöntemdir.
Yasemın Candevir: Yağ enjeksiyonunun kalıcılığı ne kadar sürüyor?
İlker Manavbaşı: Yağ enjeksiyonunun sonuçları kalıcıdır. Ancak işlemden sonra birkaç hafta içinde enjekte edilen yağın hacminde bir miktar azalma olabilir. Yağ hücreleri, enjekte edildikleri bölgede diğer yağ dokularıyla bağ kurarak kanlanırlar. Ancak vücut tarafından emilip atılan yağ hücreleri de olacaktır. Bu nedenle, yağ enjeksiyonunda, uygulanacak bölgeye bağlı olarak yüzde 20 ile yüzde 50 arasında hacim kaybı yaşanabilir. Ancak tutunan yağ hücreleri kalıcıdır ve sürekli olarak orada kalır.
Yasemın Candevir: Hyalüronik dolguya nasıl bakıyorsunuz?
İlker Manavbaşı: Kalıcı yağ enjeksiyonu yaptırmak istemeyen ya da yağ enjeksiyonu sonrası iyileşme sürecini tolere edemeyen hastalara hyalüronik asit dolgusu öneriyoruz. Hyalüronik asit, vücudun ürettiği bir molekül olup bağ dokusu elemanıdır ve kendi ağırlığının çok üstünde su tutma kapasitesine sahiptir. Ancak vücutta üretilen hyalüronik asit enzimler tarafından hızla parçalandığı için ömrü kısadır. Laboratuvar ortamında üretilen hyalüronik asit’e eklenen çapraz bağlar, vücutta daha uzun süre kalıcılık sağlıyor. Bu ekstra çapraz bağlar sayesinde, kalıcılık süresi bir yıla kadar uzayabiliyor. Geçici dolgular, kalıcı dolgu istemeyen hastalara yönelik yapılan işlemlerdir ve ben de sıklıkla bu tür uygulamalar yapıyorum.
Yasemın Candevir: Yağ enjeksiyonunun mu, hyalüronik asit dolgusunun mu sonuçları daha görünür?
İlker Manavbaşı: Yağ enjeksiyonunun diğer dolgulardan ayıran en önemli özellik, içerisinde kök hücrelerin bulunması ve bu hücrelerin uygulanan bölgede onarıcı bir etki yaratmasıdır. Her iki işlemde de görünür sonuçlar elde ediyoruz. Hyalüronik asit dolgusu ile de estetik hedeflere ulaşılabiliyor. Ancak yağ enjeksiyonu, uygulama yapılan bölgede kök hücrelerin de işlev görmesi nedeniyle daha canlı, ışıltılı ve genç bir görünüm sağlıyor. Ayrıca, yağ enjeksiyonundan kalıcı sonuç almak mümkün, bu da onu bir adım öne çıkarıyor; çünkü hyalüronik asit dolgularını sürekli tekrarlamak zorundayız.
Yasemın Candevir: Sizce ameliyatsız en güvenli işlemler hangileridir?
İlker Manavbaşı: Ameliyatsız yapılan işlemler arasında ip askı, dolgu ve botoks uygulamaları yer alıyor. Bu işlemler oldukça güvenli kabul ediliyor. Geçici dolgu olarak kullanılan materyaller arasında benim tercihim hyalüronik asittir. Eğer dolguya bağlı bir sorun yaşanırsa, onun eritilip ortadan kaldırılması gerekir. Hyalüronik asit dolguları, özel bir enzimle çok rahatlıkla eritilebildiği için, sorun olduğunda çözümü de oldukça kolaydır. Bu nedenle, eritilebilen geçici hyalüronik asit dolgularını tercih ediyorum.
Yasemın Candevir: Yağ dolgusunun kök hücre tedavisi ile farkı nedir?
İlker Manavbaşı: Kozmetik amaçlı kullanılan kök hücreden zengin karışımlar, yağ dokusundan elde edilir. Bu kök hücreden zengin sıvı, enjekte edildiği bölgeye volüm kazandırmaz; yani bir dolgu materyali değildir. Yağ enjeksiyonları, enjekte edildiği bölgeye volüm kazandırma amacı taşır. Enjekte edilen kök hücreler, başta fibroblast olmak üzere o bölgedeki hücreleri uyararak dokularda gençleşme, yaşlılık belirtilerinde azalma ve sağlıklı bir görünüm sağlar. Yani her iki uygulama da farklı amaçlara hizmet eder ve bu nedenle her iki yöntemin de kendi avantajları bulunmaktadır.
