Gerçek ve yapay arasında 10 kat fark var!
Gerçek sanat eserlerinin beyin aktivitesi üzerindeki etkilerini keşfedin. Sanatın duygusal ve zihinsel süreçlerimizi nasıl şekillendirdiğini, yaratıcılığı artırma potansiyelini ve ruh halimizi olumlu yönde nasıl etkilediğini öğrenin.
Sanat Eserlerinin Gerçekliği ve Beyin Aktiviteleri Üzerindeki Etkisi
Hollanda’daki bilim insanları, müzelerde sergilenen gerçek sanat eserlerinin beyin aktivitelerini, reprodüksiyonlara oranla 10 kat daha fazla artırdığını ortaya koydu. *Reprodüksiyon, bir sanat eserinin aslına uygun kopyasıdır.
Lahey’deki Mauritshuis Müzesi’nin yürüttüğü bu ilginç çalışmada, hem orijinal eserler hem de reprodüksiyonları inceleyen 20 katılımcının beyin aktiviteleri detaylı bir şekilde gözlemlendi.
Araştırmada, gerçek sanat eserleri ile poster gibi reprodüksiyonlar arasındaki farklar net bir şekilde ortaya çıktı. Orijinal eserleri inceleyen katılımcıların beynindeki aktivitenin, reprodüksiyonları inceleyenlere göre 10 kat daha fazla olduğu belirlendi.
“DAHA FAZLA ZİHİNSEL BAĞLANTI KURUYORLAR”
Mauritshuis direktörü Martine Gosselink, “Bu, muazzam bir fark,” diyerek, insanların gerçek sanat eserleri karşısında daha zengin ve derin zihinsel bağlantılar kurduğunu vurguladı.
Bu kapsamlı çalışma, Neurensics araştırma enstitüsünden Martin de Munnik’in liderliğinde gerçekleştirildi. Gönüllülere, elektroensefalogram (EEG) beyin tarayıcısı ve göz izleme cihazları bağlandı. Gerçek eserlerin ve reprodüksiyonların etkisi, Amsterdam Üniversitesi’ndeki fonksiyonel MRI tarama cihazıyla da incelendi.
Araştırmanın bulguları, gerçek sanat eserlerinin beynin bilinç, öz-yansıtma ve anılarla ilgili bölgelerinde güçlü ve olumlu tepkiler yarattığını gösterdi. Örneğin, Hollandalı ressam Gerrit van Honthorst’un ünlü Viyolonist tablosunun orijinaline bakan katılımcılarda 1 üzerinden 0,41’lik olumlu bir uyaran elde edilirken, aynı eserin posterine bakıldığında bu değer 0,05’e geriledi.
İNCİ KÜPELİ KIZ
Araştırmalar, Barok ressam Jan Vermeer’in İnci Küpeli Kız tablosunun “sürekli dikkat döngüsü” adı verilen bir etkiye yol açtığını da ortaya koyuyor. Nörobilimciler, tablodaki kızın ön plana çıkarılan gözü, çenesi ve küpesi arasında bir üçgen oluştuğunu belirtiyor. Ziyaretçilerin gözlerinin bu üçgene sürekli olarak takıldığını ifade eden Munnik, bu durumun İnci Küpeli Kız’a daha uzun süre bakılmasına neden olduğunu açıklıyor.