İngiltere’de yapılan yeni depresyon araştırması, genetik faktörlerin ve tedavi yöntemlerinin etkilerini inceliyor. Bu çalışma, depresyonun kökenlerini ve etkili tedavi stratejilerini anlamak için önemli veriler sunuyor.
İngiltere’de gerçekleştirilen kapsamlı bir araştırma, yaklaşık 5 milyon kişiyi kapsayan yeni bir “depresyon” incelemesi olarak dikkat çekiyor.
Uluslararası bir bilim ekibi tarafından yürütülen bu çalışma, daha önceki araştırmalardan farklı olarak genetik çeşitliliği geniş bir yelpazede ele alıyor. Araştırmaya dahil edilen verilerin dörtte biri, Afrikalı, Doğu Asyalı, Hispanik ve Güney Asyalı bireylerin genetik verilerini içeriyor. Bu çalışma, depresyonla bağlantılı toplamda 700 genetik varyasyonun tespit edilmesini sağladı; bunların yaklaşık yarısının daha önceki araştırmalarda hiç ilişkilendirilmediği belirtiliyor.
Bu araştırma, depresyonun teşhis ve tedavisini kolaylaştırma potansiyeli taşıyor. Bilim insanları, 1600’den fazla ilacın bu genler üzerindeki etkisini detaylı bir şekilde inceledi. Özellikle, kronik ağrı tedavisinde kullanılan Pregabalin ve narkolepsi tedavisinde kullanılan Modafinil ilaçlarının, depresyon tedavisinde de etkili olabileceği öne sürüldü. Ancak bu ilaçların depresyon hastaları üzerindeki etkilerinin tam olarak anlaşılabilmesi için daha fazla klinik araştırma yapılması gerektiği vurgulanıyor.
Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, dünya genelinde yaklaşık 280 milyon insan, yaşamları boyunca en az bir kez depresyon geçirmektedir. Araştırmacılar, genetik faktörlerin depresyon üzerindeki etkisinin önemli olduğunu kabul etmekle birlikte, toplumsal etkenlerin de göz ardı edilmemesi gerektiğini belirtiyor. Yoksulluk, ırkçılık ve stres gibi faktörlerin, depresyonun gelişiminde büyük rol oynadığı ifade ediliyor.
Araştırmacılar, bu çalışmanın hem depresyonun biyolojik altyapısını anlamaya yönelik önemli bir adım olduğunu hem de daha etkili tedavi yöntemlerinin geliştirilmesine katkı sağlayacağını vurguladı. Depresyon tedavisi için yeni yaklaşımların geliştirilmesi, milyonlarca kişi için umut ışığı olabilecek bir gelişme olarak değerlendiriliyor.
